Son aylarda hukukçular tarafından tartışılan ve medyada da, sıkça karşımıza çıkan bir konu olan, ‘kredi faizlerinde kartel oluşturdukları iddia edilen ve aşağıda isimleri yer alan 12 bankaya karşı, fazla ödenmiş olan faizlerin iadesi için, tazminat davası açılması gündemdedir..’
Tartışmanın halen sürüyor olması nedeniyle de, mahkemele de genellikle, belirsiz alacak davaları açılmaktadır..
TALEP EDİLECEK TAZMİNAT MİKTARI NASIL BELİRLENECEKTİR?
Bilindiği üzere, Rekabet Kurumu, aralarında 3 tane kamu bankasının da bulunduğu, 12 banka hakkında, 2007 – 2011 yılları arasında, birlikte hareket ederek, faiz oranlarını belirledikleri gerekçesiyle, 2013 yılında soruşturma açmış ve bu 12 banka hakkında rekabeti bozucu davranışları nedeniyle, idari para cezalarına karar verilmiştir.. Bu karar üzerine bankaların yaptığı itirazlar ise, önce İdare Mahkemelerinde ret edilip, sonrasında Danıştay nezdinde derecattan da geçerek kesinleşmiştir..
KREDİ FAİZLERİNDE KARTEL OLUŞTURAN 12 BANKA HANGİLERİDİR?
Rekabet Kurumu kararında adı geçen üçü kamu, dokuzu özel banka bulunmaktadır..
Bunlar alfabetik sıra ile;
•Akbank •Denizbank •Finansbank •Garanti Bankası •Halkbank •HSBC •ING Bank •İş Bankası •Türk Ekonomi Bankası •Vakıfbank •Yapı ve Kredi •Ziraat Bankası’dır..
ADI GEÇEN BANKALARA KARŞI HANGİ YILLAR İÇİN DAVA AÇILABİLİR?
Rekabet Kurumu kararında, bankaların bir araya gelerek kartel oluşturdukları kabul edilen tarihler; 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arası olarak gözükmektedir..
Eş deyişle; bu tarihler arasındaki işlemleri nedeniyle, belirtilen 12 bankaya dava açılabilmesi mümkündür..
HANGİ TÜR KREDİLER İÇİN DAVA AÇILABİLECEKTİR?
Yukarıda isimleri yer alan bankalardan, 21.08.2007 – 22.09.2011 tarihleri arasında, başta bireysel ihtiyaç kredisi olmak üzere, otomobil ve konut kredileri, kredi kartı, mevduat, ticari kredileri kullanan gerçek ve tüzel kişilerin, dava açabilmesi mümkündür..
Öte yandan tam da bu noktada önemle vurgulamalıyız ki; talep edilecek tazminat miktarının, başvuru esnasında belli olmaması nedeniyle, Hakem Heyetine başvuru yapılması, kanaatimizce mümkün değildir..
Bu nedenle de; doğrudan dava yoluna başvurularak, belirsiz alacak davası açmak, izlenmesi gereken doğru yol olacaktır.
Talep edilecek tazminatın dayanağını ise, bankaların kendi aralarında anlaşarak, daha yüksek faiz oranları uyguladıkları ve bu nedenle kişi veya kurumları uğratmış oldukları müspet zarar oluşturmaktadır.
Açılacak belirsiz alacak davasında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde, uğranılan zarar ortaya çıkacağı için, belirsiz alacak davası, (uğranılan zarar miktarının belirlenmesi sonucu) artık miktar açısından somut (belirgin) alacak davasına dönüşecektir..
Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ise:
1- Tazminat Hakkı başlıklı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Madde 57:
Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise, bunlar zarardan müteselsilen sorumludur.
Ayrıca Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 58. maddesi uyarınca zararın üç katı tutarında tazminat da talep edilebilir.
2– Zararın Tazmini başlıklı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Madde 58′ dir.
Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı, ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı, zarar olarak talep edebilirler.
Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ayrıca; yapılacak yargılamalar sonucu, ortaya çıkacak zararların, bankaların ağır ihmal veya kusuru sonucu olduğunun tespiti halinde, hakim zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârlarının, üç katı oranında tazminata hükmedebilecektir..
Bu nedenle; konuya ilişkin mağduriyeti olan, gerçek veya tüzel kişilerin, vakit kaybetmeden dava açmaları, aynı zamanda sermaye piyasalarında oyun kurucu pozisyonundaki bankaların, benzeri konularda da, benzeri tarzda uygulama yapabilmelerinin önüne de, set çekebilecektir..
Av. Begüm Gürel