Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 241 hükmünde ‘’ Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir.’’
Tanıklar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 241.maddesinde belirtilen durum ayrık kalmak üzere açıkça dinlenmek zorundadır. Başka bir anlatımla gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenilen husus hakkında yeteri derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenmemesine karar verilebilir. Buna göre, adı geçen tanıkların dinlenmemeleri için, dinlenen tanıklarla ispat edilmek istenen hususun yeter derecede aydınlanmış olması gerekir.
Tarafların dinlenilmesini istediği çok sayıda tanık bulunuyorsa, mahkeme gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeterli derece bilgi edinirse, usul ekonomisi (m.30) çerçevesinde, geri kalan tanıkların dinlenilmemesine karar verebilir (m.241). HMK‟da, hakimin tanıkların bir kısmının dinlenilmesi ile yetinmesine ilişkin olarak m.241‟de yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu husus, uygulamada yer alan bir durumun kanun ile tespit halidir.1
Kanun koyucunun bu hükümle amacı, tarafların davayı uzatma gayretlerinin engellenmesini sağlamaktır. Hâkim, tanık dinletmek ile davayı uzatmayı amaçlayan kötü niyetli vekillerin davranışlarını HMK m.241 hükmü ile önleyebilecektir.
Hakimin bu şekilde vereceği karar usul kurallarından biri olan usul ekonomisi ilkesine uygun olacaktır.
Ancak hakim, bu noktada dava konusunun aydınlanması hususunda dikkatli hareket etmelidir. Tarafın açıkça vazgeçmediği tanığın ifadesi verilecek hükmü değiştirecek nitelikte ise, hakimin bu tanıkları dinlemeden hüküm vermesi usul ve yasaya aykırı olacaktır. Ancak tanıkların bir kısmının dinlenilmesiyle yeterli derecede sonuç alınmışsa diğerlerinin dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilebilecektir.
Yargıtay’ın bu yönde çeşitli kararları mevcuttur. Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/801 K.2018/671 numaralı kararında ‘’Gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenilen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenmemesine karar verilebilir. Oysa adı geçen ve dinlenmeyen tanıkların tanıklık yapacakları vakıaların, dinlenen diğer tanıklar ile yeter derecede aydınlanmış olduğundan bahsedilemez. Hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak davalının dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği tanıklarının dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. ‘’
Aynı yönde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E.2016/4772 K.2017/7943 numaralı kararda ‘’ Davacı kadın, delil listesinde ismini bildirdiği tanığın dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği gibi, bu tanık yönünden tanıklardan bir kısmının dinlenilmesiyle yetinilmesi koşulları da oluşmamıştır. Davacının dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği dinlenmeden hüküm kurulması davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bu tanığın usulünce davetiye ile çağırılarak dinlenip, delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.’’ denmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E.2013/25715 K.2014/9372 numaralı kararda ‘’ Mahkemece, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir (HMK md. 241). Buna göre; tanıklardan bir kısmının dinlenilmesi ile yetinme için, ispat edilmek istenen husus hakkında, dinlenen tanıklarla yeter derecede bilgi edinilmiş olmalıdır. Somut olayda, davacı-karşı davalının dava dilekçelerinde ileri sürdüğü vakıalar yeterince açıklığa kavuşmamıştır. Öyleyse, davacı-karşı davalının dinlenmesinden vazgeçmediği diğer tanıkların da, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 245. ve devamı maddeleri gereğince, usulünce çağrılıp dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır bu sebeple temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA ‘’ şeklinde karar verilmiştir.
Bu bağlamda mahkemece, HMK m.241 hükmünün tanıdığı bu imkan çok dikkatli değerlendirilmeli; her tanığın aynı bilgiye sahip olamayabileceği, diğer tanığın olay hakkında aydınlatıcı bilgileri mahkemeye sunabileceği, tanık sayısının sınırlandırılması ile tarafların adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlaline yol açabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Avukat Begüm Gürel & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Halime Örnek