Bir kimsenin ölümü halinde, mülkiyet hakkının doğal bir sonucu olarak, o kimsenin malvarlığı onun mirasçılarına geçmektedir. Kimlerin hangi oranda mirasbırakana mirasçı olacağı Türk Medeni Kanunu’nun Miras Hukuku kitabında düzenlenmiştir. Buna göre, TMK m. 495, 496, 497, 500 ve 501 uyarınca, mirasbırakanın alt soyu, üst soyu, sağ kalan eşi, evlat edindiği çocukları ve devlet, onun kanuni mirasçısı olmaktadır. Miras Hukuku kapsamında kanuni mirasçıların korunması ve her zümredeki mirasçılar arasında eşitlik sağlanması esastır. Bu hususta kanuni mirasçılığın korunması ve altsoy arasında eşitliğin sağlanması noktasında ise mirasta denkleştirme kurumu önem arz etmektedir.
Mirasta denkleştirme, mirasbırakanın kanuni mirasçısına sağlararası kazandırıcı bir tasarrufta bulunması halinde o mirasçının bu kazandırmayı terekeye geri vermesi ve bunun mirasın taksiminde hesaba katılması işlemidir. TMK m. 669 gereğince, evlenme ve çeyiz giderlerini karşılamak, borçtan kurtarmak, mal devretmek, sermaye vermek gibi sağlararası kazandırmalar mirasta denkleştirmeye tabi tutulmaktadır. Ancak kimi zaman hangi sağlararası kazandırmaların mirasta denkleştirme kapsamında olacağı tartışma konusu olabilmektedir.
Vicdani ret hakkının bulunmadığı ülkemizde, askerlik hizmeti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı erkekler için Anayasal bir yükümlülüktür. Öte yandan belirli bir bedel karşılığında askerlik hizmetinin yerine getirilmesine imkan sağlayan bedelli askerlik uygulamasına ülkemizde imkan sağlanmaktadır. İlk kez 1987 yılında çıkarılan bedelli askerlik, ülkemizde çeşitli yıllarda geçici olarak uygulanmış olup 2019 yılında çıkarılan 7179 sayılı Askeralma Kanunu ile sürekli olarak uygulama altına alınmıştır. Kanun kapsamında herhangi bir yaş sınırlaması olmaksızın askerlik çağına girmiş yükümlüler bedelli askerlik hakkından yararlanabilmektedir. Bedelli askerlik uygulamasının yaş şartı kaldırılarak sürekli hale getirilmesi ile bedelli askerlik ücretinin mirasta denkleştirmeye tabi olup olmayacağına ilişkin sorular gündeme gelmeye başlamıştır. Bu makalede bedelli askerlik ücretinin mirasta denkleştirme kapsamında olup olmayacağı ele alınacaktır.
Mirasta denkleştirmenin uygulanması bakımından birtakım şartlar söz konusu olmaktadır. Bu doğrultuda ilk olarak, mirasbırakan tarafından mirasçısına karşılıksız kazandırıcı işlemde bulunulması gerekmektedir. Karşılıksız kazandırıcı işlem ile kast edilen bir tarafın malvarlığında azalma meydana gelirken diğer tarafın malvarlığının artmasıdır. Dolayısıyla denkleştirmeye tabi kazandırıcı işlemin karşılıksız olup mirasbırakanın malvarlığında azalma, mirasçının malvarlığında ise artmaya sebep olması lazım gelir. İkinci olarak, mirasbırakan tarafından karşılıksız kazandırıcı işlemin kanuni mirasçıya yapılması şartı bulunmaktadır. Zira mirasta denkleştirme kanuni mirasçılar arasında vuku bulduğundan, mirasta denkleştirme talebinde bulunan ve denkleştirme borçlusu olan kimselerin mirasbırakanın kanuni mirasçısı olması gerekmektedir. Bu hükümden hareketle, mirasbırakanın bir üçüncü kişiye kazandırmada bulunması yahut lehine kazandırmada bulunduğu kanuni mirasçının sonradan mirasçılık sıfatını kaybetmesi hallerinde mirasta denkleştirmeye başvurulamayacaktır. Ancak bu hallerde yasal mirasçıların saklı payına tecavüz söz konusu ise tenkis davası açmak mümkün olmaktadır. Üçüncü olarak, mirasta denkleştirmenin konusu olan kazandırmanın, mirasbırakanın sağlığında onun malvarlığından yapılmış olması gerekmektedir. Bu kapsamda kazandırıcı işlemin konusu olan mal veya eşya mirasbırakanın sağlığında kanuni mirasçının mülkiyetine geçmiş olmalıdır. Dolayısıyla, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufları mirasta denkleştirmeye konu olmamaktadır. Söz konusu ölüme bağlı tasarrufların kanuni mirasçıların saklı payını ihlal etmesi durumunda ise tenkis davası açmak imkanı mevcuttur. Sağlararası kazandırıcı işlem mirasbırakanın malvarlığından yapılmak suretiyle mirasbırakanın malvarlığında azalma meydana getirmelidir. Diğer bir deyişle, mirasbırakanın malvarlığında azalmaya sebep olmayan işlemler, henüz kazanılmamış bir haktan feragat etmek gibi, denkleştirmenin konusunu oluşturmayacaktır. Son olarak, kazandırıcı işlem, mirasçının miras payına mahsuben yapılmış olmalıdır. Kazandırıcı işlemin miras payına mahsuben yapılıp yapılmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerekmekte olup bu hususta mirasbırakanın iradesi önem taşımaktadır. Mirasbırakan tarafından kazandırmanın miras payına mahsuben yapılıp yapılmadığı hususunda irade açıklamasında bulunulmuşsa bu irade açıklamasına göre hareket edilecektir. Şayet mirasbırakan bu hususta herhangi bir irade açıklamasında bulunmadı ise lehine kazandırmada bulunulan kanuni mirasçının mirasbırakanın altsoyu olup olmamasına göre ikili bir ayrım gözetilerek sonuca ulaşılacaktır. Zira TMK m. 669 hükmü altsoy mirasçılar ve diğer kanuni mirasçılar bakımından farklı düzenleme içermektedir: Mirasbırakan, kazandırmanın denkleştirmeye tabi olup olmaması hususunda bir irade açıklamasında bulunmadı ise altsoy mirasçılar lehine yapılan kazandırmalar kanuni karine olarak denkleştirmeye tabi tutulmaktadır. Öte yandan, altsoy dışındaki kanuni mirasçılar lehine yapılan kazandırmalar ise aksi mirasbırakan tarafından beyan edilmedikçe denkleştirmeye tabi tutulmamaktadır. Ezcümle, yasal mirasçılar lehine yapılan sağlararası karşılıksız kazandırmalar kural olarak denkleştirmeye tabi değil iken altsoy lehine yapılan kazandırmalar denkleştirme kapsamında olmaktadır meğerki mirasbırakan aksini ifade etmiş olsun.
Hangi sağlararası karşılıksız kazandırmaların mirasta denkleştirmeye tabi olacağı noktası da Kanunda açıklanmıştır. TMK m. 669/2 hükmü uyarınca, “Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın…” yapmış olduğu kazandırmalar mirasta denkleştirmeye tabi tutulmaktadır. Kanunda tahdidi bir sayım yapılmadığından, denkleştirmenin şartları oluştuğu takdirde, mirasbırakanın kanuni mirasçısı lehine yaptığı tüm sağlararası kazandırmalar mirasta denkleştirmeye tabi tutulacaktır. Örneğin mirasbırakan sağlığında altsoyuna iş kurması yahut çeyiz giderleri için yardım etmek maksadıyla belirli miktarda para vermiş olabilir. Mirasbırakanın bu doğrultuda yapmış olduğu sağlararası kazandırmanın, mirasta denkleştirme hükümleri kapsamında, lehine kazandırmada bulunulan mirasçı tarafından iade edilmesi gerekmektedir.
Bu doğrultuda kanunen denkleştirmeye tabi kazandırmalar; çeyiz giderleri, kuruluş sermayesi, malvarlığının devri, ibra (borçtan kurtarmak) ve diğer karşılıksız kazandırmalardır. Çeyiz, evlenen kimsenin bağımsız bir ev kurmak için ihtiyaç duyduğu, ev almak, ev eşyası almak gibi, kazandırmalardır. Mirasbırakan tarafından evlenen altsoyuna bağımsız bir ev kurmak maksadıyla yapılan kazandırmalar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Diğer taraftan evlenme giderleri, çeyiz olarak düşünülmediğinden mirasbırakanın altsoyu lehine yapmış olduğu düğün masrafları vs. denkleştirme kapsamında tutulmayacaktır. Kuruluş sermayesi, mirasbırakanın altsoyuna bağımsız ekonomik faaliyette bulunması amacıyla yaptığı kazandırmalardır. Örneğin, mirasbırakanın diş hekimi olan altsoyuna klinik açması için belli miktarda sermeye sağlaması, klinik için gerekli ekipman temin etmesi gibi. Malvarlığı devrinde bulunmak mirasbırakanın, kanuni mirasçısına mal, hak, alacak gibi devirlerde bulunması olup ibra ise mirasbırakanın, bir üçüncü kimseye borçlu bulunan yasal mirasçısını söz konusu borcu ödeyerek borçtan kurtarmasıdır.
Mirasbırakanın, yasal mirasçısı lehine yapmış olduğu her türlü karşılıksız kazandırma denkleştirmeye tabi olmakla birlikte Kanun bazı kazandırmaların denkleştirme dışında tutulacağını düzenlemiştir. TMK m. 674 uyarınca; “Çocukların eğitim ve öğrenimi için yapılan giderler sebebiyle geri verme yükümlülüğü, mirasbırakanın aksini arzu ettiği ispat edilmedikçe, ancak alışılmış ölçüleri aşan kısım için mevcuttur.” Buna göre çocukların eğitim ve öğrenim giderleri alışılmış ölçüleri aşmadığı müddetçe denkleştirmeye tabi tutulmamaktadır. Öte yandan alışılmış ölçüleri aşan kısım denkleştirme kapsamında olmaktadır meğerki mirasbırakanın aksini iddia ettiği ispat olunsun.
Diğer taraftan TMK m. 675/1 hükmünde, olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderlerin denkleştirmeye tabi olmayacağı ifade edilmektedir. Hediyeler ve evlenme giderleri bakımından önemli olan ölçüt bunların “olağan” sınırı aşmamasıdır. Olağan ölçütün belirlenmesinde mirasbırakanın malvarlığı değeri, ekonomik durumu vs. hususlar göz önünde tutulmakta olup hediyenin ve evlenme giderlerinin mirasbırakanı ekonomik açıdan zor duruma düşürmemesi esastır. Örneğin, mirasbırakanın maddi durumunun yeterli olmaması sebebiyle kredi çekerek altsoyunun düğün masraflarını karşılaması durumunda olağan ölçünün aşıldığından söz edilebilecektir. Ayrıca belirtilmelidir ki hediye mirasçıya ekonomik katkıda bulunmak amacıyla kuruluş sermayesi niteliğinde verilmemelidir. Bu doğrultuda evlenme, doğum, yılbaşı, okulu bitirme gibi durumlar sebebiyle verilen hediyeler olağan hediye olarak sayılabilir. Ezcümle, olağan ölçüler dahilindeki hediyeler ve evlenme giderleri mirasta denkleştirmeye tabi olmayıp olağan sınırı aşan kısımlar denkleştirmeye tabi olacaktır. Bu noktada değinilmesi gereken son husus ise olağan çeyiz giderlerinin denkleştirme dışında tutulacağını düzenleyen TMK m. 675/2 hükmüdür. Söz konusu hüküm uyarınca; “Altsoy hısımlarının evlenmelerinde, alışılmış ölçüler içinde yapılan çeyiz giderleri hakkında denkleştirmeye tâbi tutmama arzusunun bulunduğu asıldır.”
Mirasta denkleştirmenin şartları ve denkleştirmeye tabi kazandırmalara ilişkin yukarıda anlatılanlar ışığında, mirasbırakanın sağlığında miras payına mahsuben karşılıksız olarak kanuni mirasçısının bedelli askerlik ücretini ödemesi halinde bu ücret denkleştirmeye tabi olacak mıdır?
Mirasta denkleştirmeye tabi kazandırmalar bakımından Kanunda sınırlı bir sayım yapılmayarak “…çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılıksız almaksızın yapılan kazandırmaların…” denilmek suretiyle her türlü sağlararası karşılıksız kazandırmanın denkleştirmeye tabi olacağı belirtilmiştir. Buna göre mirasbırakanın sağlığında karşılık almaksızın altsoyu lehine ödediği bedelli askerlik ücreti, mirasbırakan aksini belirtmedikçe, denkleştirmeye tabi olacaktır. Zira bedelli askerlik ücretinin ödenmesi kapsamında, mirasbırakan altsoyuna belirli bir miktar parayı doğrudan ya da dolaylı olarak vermekte olup mirasbırakanın malvarlığında azalma, mirasçının malvarlığında ise artma meydana gelmektedir. Belli bir miktar paranın karşılık alınmaksızın verilmesi de TMK m. 669 hükmünde sayılan denkleştirmeye tabi kazandırma kapsamındadır.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2015 / 18373 Esas, 2017 / 5083 Karar Sayılı, 14.06.2017 Tarihli kararında da, “…Somut uyuşmazlıkta davacı, murisin ölmeden iki gün önce …Bankası … Şubesi’nden 109.570,00 TL çektiğini, aynı gün davalının aynı bankadaki hesabına 2.200.000,00 TL virman yaptığını belirterek alacak isteminde bulunmuştur. 06.01.2011 tarihli iki işlem halinde yapılan toplam 2.309.570,00 TL’lik işlem TMK’nın 669. Maddesinde hüküm altına alınan mirasta denkleştirme davasının konusunu oluşturmaktadır…” ifade edildiği üzere belirli bir miktar paranın karşılık alınmaksızın yasal mirasçıya verilmesi denkleştirmeye tabi kazandırma olmaktadır.
Dolayısıyla, mirasbırakanın miras payına mahsuben yasal mirasçısının bedelli askerlik ücretini ödemesi denkleştirmeye tabi olacaktır. Bu noktada belirtilmelidir ki, yukarıda açıklandığı üzere, mirasbırakanın kazandırmayı miras payına mahsuben yapıp yapmadığı hususu açık ve net olarak ispat edilemiyorsa Kanun altsoy ve diğer yasal mirasçılar arasında farklı düzenleme öngörmüştür. Ezcümle, altsoy lehine ödenen bedelli askerlik ücreti kanuni karine olarak denkleştirmeye tabi iken diğer yasal mirasçılar lehine yapılan söz konusu kazandırma denkleştirmeye tabi olmayacaktır.
Bedelli askerlik ücretinin denkleştirmeye tabi olacağına ilişkin açıklamalarımızın ardından akıllara şu soru gelebilir: Peki, mirasbırakan altsoyunun bedelli askerlik ücretini ona hediye vermek maksadıyla öderse, bedelli askerlik ücreti yine de mirasta denkleştirmeye tabi olacak mıdır?
TMK m. 675 hükmü uyarınca olağan hediyeler ve geleneğe uygun evlenme giderleri mirasta denkleştirmenin kapsamı dışında tutulmaktadır. Mirasbırakan tarafından yasal mirasçısına, evlenme, doğum, yılbaşı, okulu bitirme gibi durumlar sebebiyle olağan ölçüler dahilinde verilen hediyeler mirasta denkleştirmeye tabi değildir. Ancak hediyenin, mirasçıya ekonomik katkı sağlamak maksadıyla verilmemesi gerekir. Bu cümleden hareketle, şayet mirasbırakanın, yasal mirasçısına ekonomik katkıda bulunmak, kuruluş sermayesi sağlamak gayesiyle hediye vermesi durumunda bahsi geçen hediye mirasta denkleştirmeye tabi olacaktır. Ayrıca, hediyenin olağan ölçüler dahilinde kalıp mirasbırakanın ekonomik durumunu zorlamaması gerekmektedir. Buna göre mirasbırakanın, olağan ölçüyü aşmamak koşulu ile, ekonomik katkı amacı taşımaksızın yasal mirasçısına evlenme, doğum, okulu bitirme sebepleri ile bedelli askerlik ücretini ödemesi TMK m. 675 anlamında hediye olup mirasta denkleştirmeye tabi tutulmayacaktır. Örneğin, mirasbırakan üniversiteyi başarıyla bitiren oğluna hediye olarak motosiklet almak yerine onun bedelli askerlik ücretini ödeyerek vatan hizmetini bu şekilde yerine getirmesini sağlaması. Yukarıda da izah olunduğu üzere, hediye maksadı ile dahi olsa mirasbırakanın ekonomik açıdan güç bir duruma düşerek (örneğin kredi çekerek, bir üçüncü kişiye borçlanarak) bedelli askerlik ücretini ödemesi halinde olağan sınır aşıldığından denkleştirmeye tabi olması lazım gelecektir.
Sonuç olarak mirasta denkleştirmenin hüküm ve şartları dikkate alındığında bedelli askerlik ücreti TMK m. 669 uyarınca bir kazandırma olduğundan mirasta denkleştirmeye tabi tutulacaktır. Ancak bedelli askerlik ücretinin, TMK m. 675 kapsamında hediye olarak ödenmesi ihtimaline binaen bu halde mirasta denkleştirme kapsamı dışında tutulabileceği söylenebilir.
Av. Begüm GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Rumeysa TURAN