Son günlerde ekonomi gündeminde oldukça fazla yer kaplayan Bitcoin faaliyetleri, bazı ülkeler tarafından yasal olarak kabul edilmekte iken, Türkiye’de ise Bitcoin için tam olarak yasal bir zemin oluşturulamamıştır. Bitcoin’nin en önemli özelliği ise, vergi cennetleri gibi kapalı bir kutu olması sebebiyle yapılan işlem miktarının belirlenememesidir. Özellikle son günlerde Bitcoin’in oldukça değer kazanması ve Bitcoin’le yapılan işlemlerin kayıt altına alınamaması dolayısıyla mali kontrollerden kaçılabilmesi yatırımcılar açısından Bitcoin’i daha da değerli kılmıştır. Ayrıca Bitcoin’lerin belirli bir sayı ile sınırlı oluşu bu sanal parayı (kripto parayı) enflasyonun etkilerinden de uzak tutmakta ve gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimlerinin Bitcoin karşısında daha az istikrarlı ve finansal krizlere karşı dayanaksız oluşu Bitcoin’i oldukça cazip bir alternatif haline getirmiştir. Birçok ekonomist tarafından güven vermeyen bir yatırım ya da ödeme aracı olarak tanımlanan Bitcoin, sadece 2017 yılı içerisinde yüzde 1.700 değer kazanması sebebiyle bu söylemlerin aksine işlem hacmini gün geçtikçe katlamayı başarmıştır. Bundan dolayı birçok dünya ülkesi Bitcoin’i yasal bir işlem olarak kabul etme yolunu tercih etmiştir. Böylece yapılan işlemlerin kayıt altına alınabilecek olması Bitcoin ile yapılan işlemler üzerinden de vergi alınabileceği hususunu gündeme getirmiştir. Üstelik kripto paraların haczi uygulamaya girdiği de gündemdedir. Bu çalışmada, Bitcoin’in geleneksel para birimlerine dijital bir alternatif olarak ortaya çıktığı bu dönemde, NFT’ler de artık koleksiyon eserlerine dijital bir karşılık olarak kendini gösteriyor. Dolayısıyla burada NFT coin’in tanımına ve gelişimine, özellikleri ve işleyişine, kripto paranın haczine, Türkiye özelinde Bitcoin işlemlerinin vergiye tabi tutulması durumunda hangi gelir unsuru olarak kabul edileceği, ne şekilde vergilendirileceği ve muhasebeleştirileceğine ilişkin önerilere yer verilecektir.
NFT COİN TANIM
Değiştirilemez Token (NFT), dijital sanat veya dijital koleksiyon olarak da biliniyor.
Değiştirilemez Tokenlar; bir tweeti, bir tabloyu, bir resmi, bir anı, bir gif’i, bir futbolcu kartını gibi nesne ve ürünleri temsil edebilir. Değiştirilemez tokenlar, CryptoKitties olarak da bilinirler. Fakat bu tamamiyle bir karışıklıktır.
CryptoKitties, dijital olarak kedi figürü sahiplenmenizi sağlayan bir değiştirilemez token marketidir. Popülerliği sebebiyle değiştirilemez tokenları tanımlamak maksadıyla kullanımına rastlanmaktadır.
Değiştirilemez bir token (NFT), her NFT’nin benzersiz bir dijital öğeyi temsil edebildiği ve bu nedenle birbirinin yerine geçemeyen, blok zinciri (blockchain) adı verilen bir dijital defterdeki bir veri birimidir. NFT’ler sanat, ses, video ve diğer yaratıcı çalışma biçimleri gibi dijital dosyaları temsil edebilir. Dijital dosyaların kendileri sonsuz bir şekilde yeniden üretilebilirken, onları temsil eden NFT’ler temel blok zincirlerinde izlenir ve alıcılara sahiplik kanıtı sağlar. Ethereum, Bitcoin Cash, Flow, vb. gibi yaygın blok zincirlerinin her birinin NFT kullanımlarını tanımlamak için kendi token standartları vardır. İngilizce adıyla (N)on-(F)ungible (T)okens veya kısa adıyla NFT’ler “Takas Edilemez Jetonlar”NFT’ler, bitcoin ve ethereum gibi kripto paraları destekleyen veritabanı olan blok zinciri (blockchain) teknolojisini kullanıyor.
NFT COİN ‘İN GELİŞİMİ VE DEĞERİ
NFT, benzersiz bir imzayla çalışan tek bir NFT’yi yaparak, dijital bir yaratıcı çalışmanın yapay kıtlığına neden olmak için kullanılabilir. Sanat eserlerinin NFT’leri bu nedenle imzalı öğelere benzer. Bir NFT’nin benzersiz kimliği ve mülkiyeti, blok zinciri defteriyle doğrulanabilir. NFT’ler, benzersiz, 40 basamaklı bir harf ve sayı dizisini hesaplayan bir algoritma olan kriptografik bir karma işlevi aracılığıyla işlenen meta verilere sahiptir. NFT’ler ayrıca birden çok platformda varlık birlikte çalışabilirlik olasılığını yaratmak için kullanılır. Tablolar veya heykeller gibi geleneksel sanat eserleri değerlidir çünkü eşsizdirler ve türünün tek örneğidirler. Günümüzde geleneksel yağlı boya tablolar veya heykel sanatı gibi somut tasarımların yanı sıra bilgisayarlar ve tabletler ile hazırlanan dijital sanat eserleri de önem kazanmıştır. Bu eseri NFT olarak satın alan kişi eserin “orijinaline” sahip olduğunu belgeleyen “dijital jetona” sahip olur.
Bu sayede tek ve benzersiz olan orijinal eser artık sonsuza kadar sadece satın alan kişiye ait olacaktır. Örneğin, Mona Lisa tablosunun internette veya basılı ortamlarda milyonlarca kopyası var, ancak orijinalinin her zaman tek bir sahibi olacaktır. NFT’ye dönüştürülmüş dijital sanat eserleri için de aynı durum geçerlidir.
NFT COİN SATIŞ İŞLEYİŞİ
Değiştirilemez token (NFT), sanat gibi benzersiz bir dijital öğeyi temsil edebilen bir blok zincirinde (dijital bir defter) depolanan bir veri birimidir. Bir NFT kriptografik bir belirteçtir ancak Bitcoin ve birçok ağ veya hizmet belirteci gibi kripto para birimlerinin aksine, NFT’ler karşılıklı olarak değiştirilemez. NFT, bir sanat eseri gibi bir dosyanın KnownOrigin, Rarible veya OpenSea gibi bir NFT açık artırma pazarına yüklenmesiyle oluşturulur. Bu, dijital deftere kaydedilen dosyanın kripto para birimi ile satın alınabilen ve yeniden satılabilen bir NFT olarak kopyasını oluşturur. Bir sanatçı, bir eseri temsil eden NFT’yi satabilse de sanatçı eserin telif hakkını elinde tutabilir ve aynı çalışmanın daha fazla NFT’sini yaratabilir. NFT’nin alıcısı işe özel erişim elde etmez, aynı zamanda alıcı “orijinal” dijital dosyanın mülkiyetinide elde etmez. Herhangi bir eseri NFT olarak yükleyen bir kişinin, kendisinin orijinal sanatçı olduğunu kanıtlaması gerekmez bu yüzden asıl sanatçının izni olmadan o sanatçının eserini NFT için kullanan birçok insan olmuştur. Günümüzde Rarible (DigitalCollectibles), Opensea (Digital Marketplace), Nifty Gateway (Digital Art), superRare (Digital Art), Enjin (Gaming),
Decentraland (Virtual Reality) gibi birçok NFT platformu üzerinden dakikalar içinde kendi NFT’nizi oluşturmanız mümkündür. Bunun için dijital cüzdanınızın olması yeterlidir.
NFT KOLEKSİYON ESERİ OLARAK SANAT ÇAĞI: DİJİTAL SANAT
NFT’lerin benzersiz imzasını ve sahipliğini güvence altına alan blockchain teknolojisinin yeteneği nedeniyle NFT’ler için erken bir kullanım platformuydu. Beeple’ın dijital sanat eserleri, 2021’de 69,3 milyon ABD dolarına satıldı. Christie, bu meblağ karşılığında Beeple’sEverydays: The First 5000 Days’i satarak açık artırma endüstrisinde olay oldu. Hemen birkaç hafta sonrasında, müzisyen Grimes dijital sanat eserlerinin bir bölümünü 6 milyon doların üstünde bir rakamla sattı.
Sadece sanat eserleri de değil, Twitter’ın kurucusu JackDorsey kendisine ait ilk Tweet’i NFT olarak tanıttı ve açık artırmada 2,5 milyon doların üzerinde rağbet gördü.
KRİPTO PARANIN HACZİ:
Günümüzde ve gündemde olan herkesin sıklıkla merak ettiği kripto para da haciz uygulaması tartışılmaktadır. Kripto varlığı gereği dijital paradır. Görülmektedir ki Türk toplumun çok sık kullanmaya başladığı aşikardır. Henüz yasal zemini oturtulmamış olan Bitcoin ‘in artık hukuk alanımızda yerine almaya başladığı görülmektedir.
İcra İflas Kanununda bahse konu Şöyle ki;
Haczi caiz olmayan mallar ve haklar: Madde 82 – (Değişik: 18/2/1965-538/46 md.) Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
3. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri,
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/16 md.) İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir.
Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki; kripto para: altın gümüş gibi vasıflarla aynı kefede birçok yerde değerlendirilmiştir. Dolayısıyla yukarıdaki NFT tanımında belirttiğim gibi Değiştirilemez bir token (NFT), her NFT’nin benzersiz bir dijital öğeyi temsil edebildiği ve bu nedenle birbirinin yerine geçemeyen, blok zinciri (blockchain) adı verilen bir dijital defterdeki bir veri birimidir. Para, kıymetli evrak, altın, gümüş gibi kripto para da böyle düşünülmektedir. Bitcoin’in ‘’Everydays: The First 5000 Days’i satarak açık artırma endüstrisinde olay oldu. Hemen birkaç hafta sonrasında, müzisyen Grimes dijital sanat eserlerinin bir bölümünü 6 milyon doların üstünde bir rakamla sattı.’’ Diye konuşulurken hacze konu olması tartışmalıdır.
Borçlular için kötü bir haber olsa da alacaklılarının alacaklarına kavuşması bakımından yasallaşması ve hukuki boyutunun gelişmeye başlaması son derece önemlidir. Bu emsal uygulama ilerleyen süreçte bir mahkeme kararı ile hukuka aykırı görülmezse alacaklarınızın takibi için icra dairesine başvurarak kripto para borsalarından borçluların hesaplarına bloke konulması konusunda taleplerin artacağı konusunda değerlendirmekteyiz.
NFT DİJİTAL PARA’NIN VERGİLENDİRİLMESİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
Sanal paraların kullanımın yaygınlaşması bu paralara ilişkin tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle son günlerde sanal paraların değerlerindeki artışlardan dolayı gelir elde edilmesi, bu paraların vergilendirilmesi hususunu da gündeme getirmiştir. Bir gelirin nasıl vergilendirileceğinin belirlenebilmesi için öncelikle gelirin elde edildiği unsurun iyi bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. Bu bağlamda görece yeni bir kavram olan sanal paraların kavranması, bitcoin özelinde niteliğinin belirlenmesi, Bitcoin, dijital ortamda veri üreticisi madencilerin algoritmik şifre çözümlemesi neticesinde ödül olarak elde ettikleri, arz ve talebe göre fiyatlandırılan ve ekonomik işlemlerde kullanılan bir ödeme sistemidir. Fiziki olmayan bu para biriminin kullanımı merkezi otoritesi ve finans kurumu olmadığı halde bilişim teknolojisi sayesinde kişi ve kurumlar arası hızla yayılmakta, ekonomik faaliyetlere etki etmekte ve dünya borsalarında işlem hacmi yükselmektedir. Ulusal ve uluslararası ödeme ve takas işlemlerine konu edildiğinden gelirin vergilemesinde yabancı para mı, emtia mı, menkul kıymet mi, gayri maddi varlık mı şeklindeki tartışmalarda ortak görüş birliğine ulaşılamamıştır. Bitcoin kullanımının geleneksel para karşısında taşıdığı avantajlar ve elde edilen gelirin yüksek kazançlara ulaşması bu para birimlerine olan ilgi ve talebi de arttırmıştır. Fiziki varlığı olmayan bu ürünlerden elde edilen gelirin vergilemesi bakımından konuya baktığımızda öncelikle bu varlığın vergi hukukunda tanımlanması, mükellefinin ve gelirin elde edildiği kaynağının belirlenmesi hususları tartışılmaktadır. Bitcoin başta olmak üzere kripto paranın vergilendirilmesi esas itibarıyla, onun nasıl tanımlanacağına bağlıdır. Ancak, ülkelerin çoğu kripto paraya ilişkin yasal bir düzenleme yapmış değildir. Bazı ülkeler yasaklamış bazı ülkeler ise kripto paraları düzenleme yoluna giderek; emtia, para, menkul kıymet veya benzeri olmayan bir şey gibi farklı şekillerde nitelendirmişlerdir. Kripto paraların herhangi bir devlet veya merkeze bağlı olmayışı hatta bunu yıkma arzusu ekonomi politikası aracı olarak kullanılmasının önünde engeldir. Dolayısıyla, kripto parayı mevcut şartlarda para olarak nitelemek zor olmaktadır. Ancak gelecekte daha geniş kitlelerce kabul gören, istikrarlı bir para birimi olma olasılığı yüksektir. Öte yandan; kripto paranın bir menkul kıymet olduğunu düşünenler, Bitcoin gibi kripto paraların finansal varlık olduğunu ileri sürmektedirler. Dolayısıyla da kripto paranın alım-satım işlemleri genel olarak gelir vergisinin konusuna girecektir. Alım-satım işlemi sonucu elde edilen gelir değer artış kazancı, kripto para borsalarının elde ettikleri komisyonlar ticari kazançlarını ifade edecektir. Diğer yandan, kripto paranın menkul kıymet olarak tanımlanması halinde KDV’den muaf olacak ve sadece gelir vergisinin konusuna girecektir. Gelirin hangi ülkeden elde edildiği, kripto paranın alım-satım işlemlerine aracılık eden borsaların hangi ülkede kurulu olduğu, vergileme işlemlerinde uluslararası sınırların çizilmesi konuları karşılıklı zorluklar arasındadır. Kripto paranın vergilendirilmesi noktasında ülkelerin kripto paraya nasıl yaklaştıkları önem arz etmektedir. Bu bağlamda kimi ülkeler kripto parayı para birimi, kimi ülkeler menkul kıymet ve kimi ülkeler ise emtia olarak yaklaşarak vergileme konusunu değerlendirmektedir.
ÖDEME ARACI OLAN KRİPTO PARA’NIN TÜRKİYE’DE VERGİLENDİRİLMESİ
Bireylerin finansal işlemler açısından daha kolay bulduğu bu yeni nesil sistemler, kendini tetikleyen teknolojik gelişimleri aynı şekilde etkilemiş ve karşılıklı bir büyüme gerçekleşmiştir. Günümüzde uzman ve otoriteler kripto paraların ne olduğu ya da piyasalarda kapladığı hacim tartışmalarına ek olarak ülkelerin mevzuat yapılarına adaptasyon, modern ekonomilerde terörün finansmanı, para aklama ve kolayca vergi kaçakçılığı yapılabilmesi gibi gayri meşru faaliyetler nedeniyle kaygı duymaktadır. Srokosz ve Tomasz kripto paralar üzerindeki kontrol ve vergilendirmedeki belirsizliklere dikkat çekmektedir. Avrupa Parlementosu’ nun 2018 tarihli
Kripto Paralar ve Blockchain üzerine raporunda problemin önemi hakkında sanal para birimlerinin 4 kötüye kullanılması ölçeğinin bilinmemesine rağmen, piyasa değerinin dünya genelinde 7 milyar Euro’yu aştığı ve mevcut hukuki sistemin söz konusu sorunla başa çıkamadığı belirtilmektedir. Buna karşın kripto paraların kontrol altına alınması ve takip edilebilmesine yönelik hukuki açıklama ülkeden ülkeye ya değişmekte ya da henüz tanımlanmamış durumdadır. Farklılıklar ağırlıklı olarak kripto para biriminin “para birimi”, “sermaye kazancı” veya “mal” olarak değerlendirilmesi noktasında çıkmaktadır. Örneğin ABD milli gelir idaresi IRS (InternalRevenue Service) Bitcoin’i nakit bir varlık değil mal olarak tanımlamış ve buna göre vergi dilimleri ölçeğini kullanmak yerine sabit %15 vergi oranını uygulamıştır. Almanya Bitcoin’i özel bir para birimi olarak tanımlayıp kazancı %25 oranında sermaye değer artış kazancı olarak vergilendirmiştir. Japonya ise Bitcoin’e ödeme metodu olarak yaklaşarak KDV den muaf tutmuş fakat satışlardan elde edilen geliri gelir vergisine ve sermaye kazanç vergisiyle ilişkilendirmiştir. Ülkemizde ise politik aktörlerin resmi olarak ortaya koyduğu bir hüküm söz konusu değildir. Tartışmalar KDV ve Gelir vergisi mevzuatı çerçevesinde devam etmektedir. Tüm alanlarda artan teknoloji yoğunluğu ve teknolojiyle iç içe geçmiş olan küresel finans sistemi, piyasa ve toplum üzerinde radikal değişimlere yol açmaktadır. Geleneksel para birimlerinin (Türk Lirası, Amerikan Doları, Euro vb.) yerine alternatif olma potansiyeli taşıyan kripto para birimleri, başta parasal işlemler olmak üzere ödeme, tahsilat ya da yatırım aracı olarak günden güne daha fazla kullanılır hale gelmektedir. Giderek popülerleşen kripto para birimlerinin en önemli özelliklerinden biri merkezi olmayan ve kontrol edilemeyen yapısıdır. Bu durumun ortaya çıkardığı sorunlara rağmen, birçok devlet kripto para birimlerinin kullanımı konusunda bir yasak getirmemiştir. Bağımsız ve kontrol edilemeyen yapısının yanında kripto para birimlerinin oluşturduğu bir sorun da bu para türünün ne şekilde kontrol edileceği ve vergilendirileceği ile alakalıdır. Dünya çapında yaygın olarak kullanılıyor olsa da, kripto paraların nasıl vergilendirileceğine dair uluslararası düzeyde ortak bir karar ya da yasa bulunmamaktadır. Ülkemizde de kripto para birimlerine yönelik oluşturulmuş net bir hukuki statü bulunmamaktadır. Dünya’da ve Türkiye’de yasal bir çerçevede henüz ele alınmamış olan kripto paraların Türkiye’nin vergi mevzuatına uyarlanması olasılığının yüksek olmadığı belirtilmektedir. Buna rağmen kripto paralar konusunda devlet kontrolünün gerekliliği piyasanın ve geleneksel para birimlerinin sağlığı açısından önem taşımaktadır. Çalışmada temel olarak, finans sektöründeki kripto para gelişimiyle ortaya çıkan yeni durumun vergi uygulamaları ve bir bütün olarak vergi sisteminde/altyapısında zorunlu kıldığı değişimin dinamiklerini ve geleceğini tartışmak ve özelde Türk vergi sisteminin yeni beliren koşullarla etkileşiminin ortaya çıkaracağı durumların saptanması amaçlanmaktadır (adaptasyon kabiliyeti vb.). Kripto para birimlerinin vergilendirilmesini değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışmamızda sırasıyla kripto para birimlerinin kavramsal olarak ele alınması, kripto para birimlerinin dünyadaki ekonomik ölçeğine ilişkin sayısal veriler, bu paraların vergilendirilmesi doğrultusunda ortaya konulan yaklaşımlar, farklı ülke uygulamaları ve farklı niteliksel yaklaşımlara değinilmektedir. Nihai amaç olarak da Türk vergi sisteminin kripto paralardan ne şekilde etkilenebileceği ve teknolojik altyapıyla desteklenen yeni ekonomik gelişmelere dönük adaptasyon kabiliyetinin nasıl gelişebileceği konusunda fikir üreterek gerek literatüre gerekse politika yapıcıların siyasi ajandalarına bir katkı sağlamak gösterilebilir.
DİJİTAL ÇAĞIN TEKNOLOJİSİ BLOKZİNCİR VE KRİPTO PARALAR: ULUSAL MEVZUAT VE ULUSLARARASI STANDARTLAR ÇERÇEVESİNDE MALİ YÖNDEN DEĞERLENDİRME
Finansal piyasaların gün geçtikçe daha teknolojik hale gelmesiyle paranın mülkiyeti ve hareketleri bankalar aracılığıyla elektronik ortama taşınmıştır. Gelişen teknolojiler ile birlikte gündelik hayatımızda yer alan ödemeler, para transferleri ve ticari işlemler, dijital ortamda hızlı ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Kripto para birimleri, bu teknolojik gelişmelerin sağladığı katma değerlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 2008 yılında ilk kez adı duyulan ve küresel anlamda kabul gören Bitcoin’in ardından sayısı binleri bulan yeni kripto para birimleri ortaya çıkmıştır. Doğudan batıya tüm ülkelerin gündeminde olan blokzincir(blockchain) teknolojisi ve kripto paralar konusu, her geçen gün ülkelerin yaptığı çeşitli düzenlemelerle ilgi odağı haline gelmiştir. Aynı şekilde ülkemizde de bu konu 11. Kalkınma Planı’nda yer alarak, yakın bir gelecekte “blokzincir tabanlı dijital Merkez Bankası parasının uygulamaya konulacağı” maddesi yer almıştır. Bu çalışmada, mimarisi blokzincir teknolojisi olan kripto paraların genel özellikleri, itibari paradan farkı ve madencilik boyutu ele alınmıştır. Ülkemizde kripto paraların alım-satım işlemleri, mülkiyeti, finansal tablolarda sunumu, elde edilecek gelirin vergilendirilmesi ve beraberinde getirdiği birçok konu yasal düzenlemeleri beklemektedir. Bu bağlamda, kripto paralarla ilgili yapılacak düzenlemelere ve konunun ilgililerine ışık tutması açısından ulusal mevzuat ile uluslararası finansal raporlama standartları (UFRS) çerçevesinde muhasebeleştirme ve vergilendirme yaklaşımlarına yer verilmiştir.
Av. Begüm GÜREL (LL.M.) & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Ümran Özge ERDOĞAN