Genel Olarak
Aile kavramı Anayasada, Türk toplumunun temeli olarak tanımlanmıştır. Nişanlanma akdi ile başlayan aile, evlenme ile devam etmektedir. Türk Medenî Kanunda, eşlere kural olarak evlilik birliği süresince karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma sorumluluğu yüklenmiştir. Bu sorumluluk kural olarak evlilik birliğinin devamı süresince aranmış, istisnai bazı yükümlülüklerin evlilik birliğinin sona ermesi durumunda da devam edeceğine ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Bu yükümlülüklerden biri de nafakadır. Genel tanımıyla nafaka, muhtaç durumda bulunan karı-kocanın birbirlerine, altsoyun üstsoya, üstsoyun altsoya, kardeşin kardeşlerine yardım yükümlülüğüdür.
Türk Medeni Kanunda nafaka türleri; yardım nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve tedbir nafakası olarak düzenlenmiştir. Bu nafaka türlerinden evlilik birliğinin, boşanma kararıyla sonlanmasıyla birlikte, ortaya çıkan hukuki sonuçlarından biri de yoksulluk nafakasıdır. Türk Medeni Kanunun 175. maddesinde boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın diğer taraftan mali gücü oranında geçimi sağlayabilmesi için nafaka isteyebileceği düzenlemiştir. Fakat bunun için kusurunun olmaması veya olsa dahi diğer tarafın kusurundan daha ağır olmaması gerekmektedir. Bu bağlamda nafaka yükümlüsünün ise, kusuru aranmamaktadır. Nitekim yoksulluk nafakasına ilişkin yasal düzenlemeye rağmen yoksulluk kavramı kanunda tanımlanmamıştır.
Öte yandan yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşünceye dayanan, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek tarafı koruma maksadıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Aksi bir düşünce olarak nafaka, boşanılan eşe yükletilen ceza ya da tazminat nitelikte değildir. Nitekim kanunun ilgili maddesinde nafakaya hükmedilebilmesi için nafaka sorumlusunun kusurunun aranmayacağına ilişkin düzenleme bu durumu destekler mahiyettedir. Bu bağlamda yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için kanununda belirtilen şartların tamamının gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar, talep, boşanma, kusur, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşme ve ekonomik güç ile orantılı olma şeklinde belirtilmiştir.
Bu noktada önemle belirtmek gerekirse, kadın-erkek eşitliğini gözden kaçırmamalıdır. Zira yoksulluk nafakası yalnızca kadınlar için değil, yoksulluğa düşecek olan erkek içinde talep edebilmektedir. Bu hususta kanunda her ne kadar erkek için böyle bir hak tanınmışsa da uygulamada genellikle kadınlar için ödenebilmektedir. Nitekim yoksulluk nafakası ile amaçlanan boşanma nedeniyle eşin yoksulluğa düşmesini engellemektir. Dolayısıyla nafaka alan eşin yoksulluk durumunu ortadan kaldıran haller meydana gelirse yoksulluk nafakası da son bulacaktır.
Yine yoksulluk nafakasının süresi, 743 sayılı Eski Türk Medeni Kanunu döneminde boşanmadan itibaren 1 yıllık süreyle sınırlandırılmıştır. Fakat sonrasında bu sürenin çok kısa olması ve hakkaniyete uygun olmaması gerekçesiyle yapılan değişiklik ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun da süresiz olarak talep edileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda uygulamayla birlikte nafakanın süresiz olması bir norm haline getirilmiştir. Ayrıca yoksulluk nafakasının ödenme şeklini taraflar aralarında anlaşarak belirleyebileceği gibi tarafların aralarında anlaşmaya varamaması halinde ise, ödeme biçimi hakim tarafından belirlenecektir. Bu durumda Hâkim, yoksulluk nafakasının toptan ya da durumun gereklerine göre tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, ödeme güçlerini ve taleplerini göz önünde bulundurarak irat biçiminde ödenmesine karar vermektedir. Bu şekilde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası, belli hallerin gerçekleşmesiyle birlikte kendiliğinden veyahut mahkeme kararıyla son bulmaktadır. Dolayısıyla ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın, yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden ya da nafaka alacaklısının, yoksulluğunun ortadan kalkması ve haysiyetsiz hayat sürmesi gibi hallerde mahkeme kararıyla sona ermektedir.
Ayrıca Türk Medeni Kanunun 177. maddesi gereğince yoksulluk nafakası, boşanma davası esnasında ve boşanma davasından sonra ayrı bir dava olarak da istenebilmektedir. Bu durumda boşanma davası esnasında istenen yoksulluk nafakası hüküm verilinceye kadar istenebilmekte olup, boşanma davası sonrasında ayrı bir dava ile istenilen yoksulluk nafakası için ise, bir süre öngörülmüştür. Dolayısıyla ilgili kanunun 178. maddesi gereğince boşanmanın fer’i sonuçlarından olan yoksulluk nafakası boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde istenebilmektedir. Yani boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile istenilen yoksulluk nafakası boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra artık istenemeyecektir.
Diğer taraftan yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmesiyle beraber ciddi mağduriyetler yaşanmasına sebep olduğu ve bu konuda eleştirilerinde giderek artması gerekçesiyle kanun değişikliği gündeme getirilmiştir. Bu kapsamda 2016 tarihli Meclis Araştırması Komisyonu Raporuna göre, Türk Medeni Kanunu’nun yoksulluk nafakasının düzenleyen hükmün; çok kısa devam eden, hatta fiili birliktelik yaşanmamış ya da eşit kusurluluk durumunda ki boşanmalarda, taraflardan birinin süresiz olarak yoksulluk nafakası ödemesi, bu nafakayı ödeyen taraf için orantısız bir ceza haline geldiği belirtilmiştir. Aynı zamanda söz konusu raporda nafakanın süreli olması gerektiği ve hatta bu sürenin bitmesi sonrasında oluşturulacak bir fon üzerinden nafakanın ödenmesine yönelik ilgili idare tarafından bir çalışma yapılması önemle belirtilmiştir.
Aynı zamanda boşanma sonrası kadınların ve çocukların mağdur edilmemesi için verilen nafaka konusunda yakın zamanda yeni bir taslak gündeme gelmiş ve söz konusu düzenleme ile nafaka ödeme süresine üst sınır konulması ve evlilik süresine göre nafaka ödenmesi sağlanacağı belirtilmiştir. Kısacası bu taslağa göre 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7-8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde de 12 yıl nafaka verileceği öngörülmüştür. Fakat henüz herhangi bir düzenleme yürürlüğe girmeden Van da Aile Mahkemesi Sıfatıyla Erciş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir boşanma davasından süresiz olarak bilinen yoksulluk nafakasına dair emsal nitelikte bir karar verilmiştir. Verilen karar göre yoksulluk nafakasının 1 yıl olarak toplam 12 bin TL tutarında ödenmesine hükmedilmiştir. İlgili kararda: “Davacı karşı davacı lehine tarafların evlilik süresi dikkate alınarak takdiren Türk Medeni Kanunun 176. maddesi gereği toplu yoksulluk nafakası olarak aylık 1000 TL’den 1 yıllık olmak üzere 12 bin TL yoksulluk nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren davacı karşı davalıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine…” hükme yer verilmiştir.
Av. Begüm GÜREL (LL.M)&Stajyer Av. İpek MENGİLLİ