Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapıların hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceğini gösteren bir doğal afettir. 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıcı etki gösteren, adına asrın felaketi de denen bir deprem haberiyle uyandık.Çocukların oyun hakkından bahsetmek istediğimiz bir dönemde yaşanan deprem felaketi nedeniyle ne yazık ki, çocukların yaşam hakkından bahsetmek zorunda kalmış bulunmaktayız. Bu sebeple yaşanan bu zorlu süreçte depremden etkilenen çocukların maruz kaldıkları hak ihlallerinin önlenmesi ve ihlallerin sonuçlarının onarılması birincil yükümlülüktür. Bu kapsamda çocuklarla ilgili tüm hizmetlerin, çocukların insan haklarını ve üstün yararlarını temel alacak ve bilimsel pedagojik yaklaşımı benimseyecek şekilde planlanarak sunulması gerekmektedir.
Bu zorlu süreçten çocukların en az etkiyle çıkması, çocukların olası risklerden korunması ve hak ihlallerinin önüne geçilmesi oldukça önem arz etmektedir. Nitekim evrensel bir kavram olan çocuk hakları, çocukların yaşamlarının devamı için gerekli olan koşulları ve her türlü koruma önlemini kapsamaktadır. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme başta olmak üzere bazı uluslararası düzenlemelerde çocuk hakları güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla Çocuk Hakları Sözleşmesi ile kabul edilen; çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için gösterilmesi gereken azami çabanın; öncelikli olarak devletin sorumluluğunda olduğunu, söz konusu sözleşme ile diğer insan hakları beyannamelerinden farklı olarak çocuğun gelişim hakkının ayrıca düzenlenmiş olduğunu, gelişmesi için uygun ortam ve şartların sağlanmasının da yaşam hakkı kadar önem taşıdığını unutmamak gerekir. Ayrıca söz konusu sözleşmede çocuğa karşı her tür ayrımcılığın önlenmesi de ana ilke olarak benimsenmektedir. Bu konuda ülkemiz kanunları ve düzenlemeleri de önemli bir mekanizmadır. Ancak yasal düzenlemelerin yanı sıra sosyal bir yeterlilik sağlanmalıdır.
Bu noktada önemle belirtmek gerekirse, deprem bölgesinden çevre illere gitmek zorunda kalan çocukların doğuştan gelen yaşama ve gelişme hakkı, beslenme ve barınma hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, unutulma hakkı, eşitlik hakkı, ailesi ile birlikte yaşama hakkı, oyun oynama hakkı gibi temel hakların sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda çocukların maruz bırakıldığı hak ihlallerinin derhal önüne geçilmesi maksadıyla, eylem planı ve projelerin hazırlanarak, çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda ivedilikle hayata geçirilmelidir. Aynı zamanda deprem felaketinden zarar gören çocuklara dair kamuoyunda oluşan hassasiyeti dikkate alarak süreç şeffaf yönetilmeli, her türlü veri paylaşımı ve açıklamada çocukların üstün yararlarını temel alacak bir yaklaşım geliştirilmeli, ailelerin ve yakınlarının bilgi edinmesini sağlayacak etkin bir sistem kurulmalı, çocukların unutulma haklarını ihlal edecek paylaşımlar başta olmak üzere çocukları nesneleştiren her türlü söz ve eylemden titizlikle kaçınılmalıdır.
“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.
Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.
Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.”
M.KEMAL ATATÜRK
Avukat Begüm GÜREL (LL.M) & Stajyer Avukat İpek MENGİLLİ