Müterafik kusur, zarar görenin zararın meydana gelmesinde ya da zararın artmasında etkisinin bulunduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle müterafik kusur, zarar görenin özensiz eylemleriyle zarara katılımı olmaktadır. Kısaca zarar görenin zarara etki eden kusuruna, birlikte kusur veyahut da müterafik kusur denilmektedir. Tazminat ise, haksız fiilde bulunması sonucunda birinin maddi veya manevi zarar görmesine neden olan kişinin zararı tazmin etmek amacıyla ödediği bedeldir. Bu bağlamda meydana gelen zarar nedeniyle sorumlu olan tazminat sorumlusu, zarara etkisi olan zarara uğrayan ile birlikte kusurlu olmaktadır. Müterafik kusur, Türk Borçlar Kanunun 52.maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.”şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu kusurun mevcut olduğu durumlarda, ilgili kanun maddesi uyarınca meydana gelen zarar nedeniyle doğan tazminat miktarında indirime gidebilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Bu kapsamda müterafik kusur, kasten olabileceği gibi ihmalden de kaynaklanabilmektedir. Nitekim zarar görenin eyleminin kasten mi veya ihmal sonucu mu meydana geldiği konusu tazminatın belirlenmesinde olukça önemlidir.
Öte yandan zarar görenin kusurlu ya da özensiz eylemleriyle etkisinin bulunduğu zarar bakımından sorumluluğu paylaşması gerektiğinin hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunun 2. Maddesinde dürüstlük kuralı olduğu açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla müterafik kusurun düzenlendiği Türk Borçlar Kanunun 52. maddesi dürüstlük kuralının sorumluluk hukukundaki özel bir şekli olmaktadır. Ayrıca her somut dava ve olayda zarar görenin kusura etkisine sebep olan eylem ve hareket değerlendirilmelidir. Nitekim trafik kazalarında kişilerin kusur oranı, asli- tali ya da asli tam kusurlu- kusursuz olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla asli ve tali kusur oranının meydana geldiği hallerde tazminat talebinde bulunan tali kusurlu kişinin kusuru detaylı bir şekilde ele alınmalıdır. Zira kusura neden olan davranış müterafik kusurun şartlarını oluşturabilmektedir. Bu bağlamda Türk Borçlar Kanunun 52. maddesi kapsamında düzenlenen zarar görenin müterafik kusurundan bahsedebilmenin şartları;
– Öncelikle zarar veren tarafından gerçekleştirilmiş bir haksız fiilin varlığı,
– Bu kapsamda bir zarar meydana gelmesi,
– Zarar görenin kusurlu veya özensiz eyleminin mevcut olması,
– Zarar ile kusurlu eylem arasında nedensellik bağı bulunması şeklindedir.
Yine müterafik kusurun türleri ise,zarar görenin rızası zarar görenin, fiiliyle zararın doğmasına katkıda bulunması ve zarar görenin zararın artmasına sebep olması şeklinde sayılmaktadır.
Müterafik Kusurda Tazminat
Türk Borçlar Kanunun 51. maddesi gereğince tazminat, zarar verenin kusurunun durumuna göre belirlenmektedir. Bu durumda zararın meydana gelmesinde ya da artmasında zarar görenin de kusuru varsa eğer karşılıklı kusur oranlarına bakılarak tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Böylece, tazminatın belirlenmesinde, zarar görenin birlikte kusuru illiyet bağını kesecek nitelikte ise, zarar veren tazminat yükümlülüğünden tamamen kurtulmakta olup, ayrıca zarar görenin birlikte kusuru illiyet bağını kesmiyor ise bu durumda zarar gören ve zarar verenin kusur oranlarına göre tazminat indirimi yapılmaktadır. Diğer taraftan tazminat hesaplamasında müterafik kusur indiriminin yapılabilmesi için zarar görenin kusura bir etkisinin olması zorunlu olmaktadır. Bu konuda ilgili kanunun 52. maddesinde müterafik kusur indiriminin hangi oranda yapılacağı belirtilmemiş olmakla birlikte indirim oranının kanunda özellikle belirtilmediği, indirim oranının somut olayın özelliklerine ve hâkimin takdir yetkisine dayanmasının hakkaniyete uygun olacağı savunulmaktadır.
Netice olarak, müterafik kusur indiriminin yapılabilmesi için, haksız fiilden zarar görenin zararın meydana gelmesinde veyahut artmasında etkisinin olması gerekmektedir. Dolayısıyla tazminat hesaplamasında müterafik kusur indiriminin yapılabilmesi için zarara uğrayanın kusura katılımı gerekmektedir. Fakat hiçbir olay, bir birini aynısı olmayıp, her olayda, müterafik kusur oranını belirleyecek birçok etkenler bulunmaktadır. Bu noktada, hakimin, her olayın oluşuna ve zarara uğrayanın zararın artmasındaki katkısına göre hakkaniyete uygun bir değerlendirme yaparak bu oranı belirlemesi gerekmektedir
Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2286 Esas, 2019/338 Karar Ve 17.01.2019 Karar Tarihli İlamı;
Zarar Görenin Müterafik Kusurunun Tespiti Halinde Tazminattan Uygun Bir İndirim Yapılması Gerekir.
“Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda davacıların desteği motosiklette yolcu olup kask takıp takmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Otopsi raporunda ise davacıların desteğinin ölüm sebebi kafa travmasına bağlı olarak değerlendirilmiştir. Davalılar vekili, kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunmuştur.
Bu itibarla, davalının savunması üzerinde durularak mahkemece desteğin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”
T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1035 Esas, 2022/6756 Karar Ve 20.09.2022 Karar Tarihli İlam;
Köpek Tarafından Isırılma Nedeniyle Tazminat İstemi – Ortak Kusur İndirimi – Manevi Tazminatın Miktarı
“Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacının davalıya ait köpek tarafından kolundan ısırılarak yaralanması nedeniyle tazminat istemiyle açılan eldeki davada mahkemece, maddi zararın hesaplanmasına yönelik alınan hesap raporu ile tazminat miktarı belirlenmiş olup, işbu bedelden % 80 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verildiği, uygulanan indirim oranının fazla olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; olayın meydana gelmesinde hayvanı idare eden sıfatıyla gerekli özeni göstermeyen, gözetim ve denetim görevini yerine getirmeyen davalının kusursuz sorumluluğunun yanında ayrıca ek kusurunun bulunduğu, öte yandan köpeğe müdahalede bulunması sonucu zarar gören davacının ise ortak kusurlu sayılacağı dikkate alınıp, maddi tazminat miktarından daha düşük ( makul ) oranda ortak kusur indirimi yapılması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Olayın oluş şekli, olay tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece; davacı için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” Şeklinde karar verilmiştir.
Avukat Begüm GÜREL (LL.M) & Stajyer Avukat İpek MENGİLLİ