GİRİŞ
TMK m.510-513 arasında düzenlenen mirastan ıskat, mirasçının malvarlığının borca batık olması halinde ya da aile bağlarını sarsan bazı davranışları sebebiyle mirasbırakan tarafından mirastan uzaklaştırılmasına imkân tanıyan tek taraflı ölüme bağlı tasarruftur. Mirasbırakanın saklı paylı olmayan mirasçıların payları üzerinde herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan ölüme bağlı tasarrufta bulunması mümkün olduğundan, mirastan ıskat yalnızca saklı paylı mirasçılar bakımından söz konusu olur. TMK m.506 uyarınca mirasbırakanın saklı paylı mirasçıları; anne-babası, eşi ve altsoyudur.
Mirastan ıskat halinde mirasbırakan saklı paylı mirasçıları saklı payını almaktan mahrum bırakır. Bu durumda saklı paylı mirasçı tenkis davası açma, mirastan pay alma veya terekenin tespiti davası açma gibi hiçbir mirasçılık hakkından yararlanamaz.
I. Mirastan Iskat Sebepleri
Mirastan ıskat ancak TMK m.510 ve m.513’te sayılan durumların varlığı halinde mümkündür. Bu sebepler kanunda tahdidi olarak düzenlenmiş olup, bu sebepler dışında başka bir sebebe dayanılarak saklı paylı mirasçıların mirastan çıkarılması söz konusu olamaz. Mirasçılıktan çıkarma kendi içinde mirasçılıktan cezai çıkarma ve koruyucu çıkarma olmak üzere ikiye ayrılır.
A. Mirasçılıktan Cezai Çıkarma Kavramı ve İşlevi
1. Genel Olarak
Mirasçılıktan cezai çıkarma, saklı paylı mirasçının saklı pay kurumunun temelini oluşturan aile bağlarını TMK m. 510’da öngörülen davranışlardan en az birini yapmak suretiyle kusurlu ve ağır biçimde sarsması sebebiyle mirasbırakan tarafından mirasçılıktan çıkarılmasıdır.
2. Çıkarma Sebeplerinin Gerçekleşmesi
a. Saklı Paylı Mirasçının Mirasbırakan yahut Yakınlarına Karşı Ağır Bir Suç İşlemiş Olması
Kanun koyucu TMK m.510’da suçun “ağır” olmasını şart koşmuştur. Suçun ağırlığı ise ceza hukuku kuralları bakımından değil, işlenen fiilin aile bağlarına olan etkisi bakımından medeni hukuk esaslarına göre hâkim tarafından takdir edilir. Bu kapsamda örneğin, Yargıtay 3.HD. 14.03.2019 tarihli ve E.2018/7003 K.2019/2130 sayılı kararında saklı paylı mirasçının mirasbırakanın kolunun şişmesine neden olacak şekilde mirasbırakanı hırpalayarak hakaret etmesini mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak kabul etmiştir.
Kanunda da açıkça ifade edildiği üzere fiilin doğrudan mirasbırakana veya yakınlarına karşı işlenmesi arasında fark yoktur. Hükümde geçen “yakın” kavramı ile mirasbırakanın sevinciyle sevindiği, üzüntüsü ile üzüldüğü kişiler kastedilir. Bu bakımdan yalnızca mirasbırakan ile arasında kan bağı bulunan kişilere yönelik bir eylem değil, aynı zamanda mirasbırakanın yakın arkadaşına yönelik bir eylem de mirasçılıktan çıkarmaya sebep olabilir.
Yargıtay bir kararında “…Bu suçun tamamlanması şart olmadığı gibi bu konuda bir mahkumiyet kararı bulunması da koşul değildir. Afdan ve zamanaşımından yararlanılmasının da önemi yoktur…” şeklinde bir hüküm tesis etmiştir (Yargıtay 3. HD., E. 2016/3523 K. 2017/4550 T. 04.04.2017). Bu karardan da anlaşıldığı üzere saklı paylı mirasçı hakkında işlediği suça ilişkin soruşturma yapılmaması, af çıkması, suçun zamanaşımına uğraması ve suçun teşebbüs aşamasında kalması mirastan ıskata engel teşkil etmez.
b. Saklı Paylı Mirasçının Mirasbırakana ya da Ailesine Karşı Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerini Önemli Ölçüde İhlal Etmesi
TMK m.410’da aile hukukundan doğan yükümlülüklerin neler olduğu sayılmamıştır. Ancak nafaka yükümlülükleri (TMK m.364), ana-baba ve çocuklar arasındaki ödevler (TMK m.322) ile eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü (TMK m. 185) bu yükümlülüklere örnek olarak gösterilebilir. İhlalin önemli olup olmadığı da yine aile bağlarına olan etki esas alınarak hâkim tarafından takdir edilir. Dikkat edilmesi gereken bir başka husus da aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlalinin hukuka aykırı olmasıdır.
Yargıtay verdiği kararlarda mirasçının mirasbırakanı hiç aramamasını ve hastalandığında onunla ilgilenmemesini aile yükümlülüklerinin kusurlu şekilde ihlali olarak değerlendirmiş ve mirastan ıskat sebebi olarak kabul etmiştir. Nitekim Yargıtay 2. HD. 04.02.2002 tarihli ve 2002/194 E. 2002/1169 K. sayılı kararında “…Davacının murisine karşı aşırı ilgisiz kaldığı, kapıyı ona açmadığı, telefonları yüzüne kapattığı dinlenen tanık beyanları ile subuta ermiş, murisin vasiyette gösterdiği ıskat sebebi gerçekleşmiştir…” diyerek bu konudaki içtihadını ortaya koymuştur.
Yargıtay bir başka kararında ise mirasçının mirasbırakana karşı borçlar hukukundan doğan bir borcunu ihlal etmesinin mirastan ıskat sebebi teşkil etmeyeceğine karar vermiştir. Yargıtay’ın bu konudaki kararı şu şekildedir: “…Mirasçı, mirasbırakanla arasında borçlar hukukundan doğan bir mükellefiyeti ihlal etse, miras hakkından ıskat edilmesi için bir sebep meydana gelmemiştir. Çünkü böyle bir ihlalin müeyyidesi Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bulunmaktadır…” (Yargıtay 3. HD., E.2019/5571 K.2021/471 T. 26/01/2021)
B. Mirasçılıktan Koruyucu Çıkarma
1. Genel Olarak
Mirasçılıktan koruyucu çıkarmayı düzenleyen TMK m.513’e göre “Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır.”. Cezai ıskattan farklı olarak burada mirasçı ile mirasbırakanın aile hukukundan doğan ilişkileri bozulmamakta; aksine mirasbırakan mirasçının altsoyunu korumak istemektedir. Bu nedenle bu ıskat türü “koruyucu ıskat” veya “önleyici ıskat” olarak da adlandırılmaktadır.
2. Geçerlilik Şartları
a. Alt Soyun Borç Ödemeden Aciz Olması
Bu şartın gerçekleştiğini kabul edebilmek için mirasçının borçlarını ödeyemeyecek durumda olması ve mirasçı aleyhine İcra İflas Kanunu kapsamında aciz vesikası düzenlenmiş olması gerekir. Aciz vesikasının varlığı halinde mirasçı saklı payının yarısından ıskat edilebilir. Mirasçının borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmesinde kusurunun olup olmaması önem arz etmez. Dolayısıyla aciz ister mirasçının müsrif yaşamından isterse de ticari işletmesinin iflas etmesinden kaynaklansın mirasçı hakkında aciz vesikası düzenlenmişse mirasçılıktan koruyucu çıkarma mümkündür.
b. Çıkarılan Mirasçının Mirasbırakanın Altsoyu Olması ve Saklı Payın Yarısının Çıkarılan Mirasçının Doğmuş ve Doğacak Çocuklarına Özgülenmesi
Mirasçılıktan koruyucu çıkarma tüm saklı paylı mirasçılar bakımından değil, yalnızca mirasbırakanın altsoyu bakımından gündeme gelir. Bu kapsamda koruyucu çıkarma mirasbırakanın çocukları ve bunlar bir sebeple mirasçı olamadığı takdirde torunları hakkında yapılabilir. Unutulmamalıdır ki, mirasbırakanın evlatlığı da koruyucu çıkarma bakımından altsoy kapsamında değerlendirilir.
Böyle bir tasarrufun varlığından söz edebilmek için mirasçının da altsoyunun bulunması gerekir. Nitekim koruyucu çıkarmanın esasen temel amacı mirasçının alt soyunun ekonomik geleceğini korumaktır. Koruyucu çıkarma tasarrufu mirasçının saklı payının yarısına kadar ve bu pay da mirasçının doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülenmek suretiyle yapılabilir. Bu özgülemenin ise koşulsuz ve yüklemesiz olması gerekir.
c. Çıkarmanın Ölüme Bağlı Tasarruf ile Yapılması
Mirasçılıktan cezai çıkarmada olduğu gibi mirasçılıktan koruyucu çıkarmada da ıskatın ölüme bağlı bir tasarruf ile (vasiyetname veya miras sözleşmesi ile) yapılması gerekir. Mirasçılıktan çıkarma işleminin geçerliliği ise mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta çıkarma sebebini belirtmesine bağlıdır. Yargıtay 2. HD. de “…Mirasbırakan, 14.08.2000 tarihli vasiyetnamesiyle saklı pay sahibi mirasçısı olan oğlu İ.Bülent’i mirasçılıktan çıkarmış, çıkardığı mirasçının miras payı üzerinde tasarrufta bulunmuş, bu payın davalılara ait olacağını belirtmiştir. Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmiş ise geçerlidir. Belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.” diyerek bu yönde bir hüküm tesis etmiştir (Yargıtay 2. HD. E. 2010/553 K. 2010/2901 T. 18.02.2010)
II. Mirastan Iskatın Sonuçları
TMK m.511 uyarınca mirastan ıskat edilen kişi mirastan pay alamaz ve tenkis davası açamaz. Mirastan ıskat edilen kişinin mirastan çıkarılma işleminde belirtilen payı, mirasbırakan tarafından başka bir tasarrufta bulunulmadıkça, ıskat edilen mirasçının altsoyuna kalır. Mirasçının altsoyu yoksa söz konusu bu pay mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarına geçer.
Avukat Begüm GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Ceren KELEŞ