Marka, 6796 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenmektedir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 4. maddesine göre; marka, bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilmektedir. Marka sahibine sınırları geniş haklar sağlasa da bu haklar sonsuz değildir ve bazı şartlara uymayı gerektirir. Bazı kurallara ve şartlara uymamak markanın hükümsüzlüğü ya da iptali sonucunu doğurabilir.
Hükümsüzlük ve iptal kavramları birbirinden farklı kavramlar olup iptal kararı hükümsüzlük kararından farklı olarak geçmişe değil ileriye etkilidir. Ayrıca marka sahibinin hareketleri ve hareketsizliği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Markanın İptal Sebepleri
Markanın iptal sebepleri Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 26. maddesinde sayılmaktadır.
1) Markanın Kullanılmaması
Madde 26/1-a, 9.maddenin birinci fıkrasına atıf yapmaktadır.
“Madde 9- (1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.”
Bu maddeye göre markanın tescil edildiği mal veya hizmet bakımından kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilmesi ya da ciddi biçimde kullanılmaması iptal sebebidir. Sınai Mülkiyet Kanunu 26/4’ e göre markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin kuruma sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılmış olması hâlinde, markanın kullanılmasına ilişkin (birinci fıkranın a bendi) iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz.
Ciddi biçimde kullanım markanın tescil edildiği mal ve hizmetlere uygun şekilde fiilen kullanımıdır. Markadan kaynaklanan hakların korunması amacıyla sembolik kullanımlar ciddi kullanım sayılmamaktadır. Markanın ciddi bir şekilde kullanıldığı yargıtay kararlarına da bakıldığında davalı tarafından ispat edilmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2019/5260 Karar Numarası: 2020/3381
“İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca, yargılama konusu markayı anılan 43. sınıftaki hizmetler için kullandığını ispat yükünün davalıda olduğu, bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi yasa gereği olan davalının, kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerektiği…”
2) Markanın, Tescilli Olduğu Mal veya Hizmetler İçin Yaygın Bir Ad Hâline Gelmesi
Madde 26/1-b hükmüne göre marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi iptal sebebidir. Markanın kullanıldığı mal ve hizmetler için yaygın hale gelmesi marka sahibinin bir davranışı sonucu olmadıysa markanın iptaline karar verilemez. Marka sahibinin davranışlarının markanın yaygın hale gelmesine sebep olup olmadığı objektif bir şekilde değerlendirilmektedir. Marka sahibinin davranışlarında kusuru olup olmadığına bakılmamaktadır.
3) Markanın, Tescilli Olduğu Mal veya Hizmetler Bakımından Halkı Yanıltması
Madde 26/1-c hükmüne göre marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması bir iptal sebebidir. Halkı yanıltacak haller sınırlı sayı ilkesine göre belirlenmemiştir.
4) Ortak ve Garanti Markanın Teknik Şartnameye Aykırı Kullanılması
26/1-ç maddesinde 32.maddeye atıf yapılmaktadır.
“Madde 32/7 Marka sahibinin, garanti markası veya ortak markanın devamlılık arz eder biçimde teknik şartnameye aykırı olarak kullanılmasını engellemek için gerekli önlemleri almaması sebebiyle ilgili kişilerin, Cumhuriyet savcısının veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine tanınan süre içinde söz konusu aykırı kullanımın düzeltilmemesi hâlinde, markanın iptaline karar verilir.”
İlgili kişilerin, Cumhuriyet savcısının veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine marka sahibine aykırılığın düzeltilmesi için süre verilir. Verilen süre içinde söz konusu aykırı kullanımın düzeltilmemesi hâlinde, markanın iptaline karar verilir.
İptal Talebi
Madde 26/2 hükmüne göre iptal talebi Türk Patent ve Marka Kurumu’na yöneltilir. Ancak 26. madde kanunun yayım tarihinden itibaren yedi yıl sonra yürürlüğe (2024 yılında yürürlüğe girecektir) gireceğinden bu tarihe kadar iptal talepleri mahkemelere yöneltilir ve mahkemeler iptal yetkisini 26. maddedeki usul ve esaslara göre kullanır. Markanın iptalini menfaati olan kişiler ve Cumhuriyet Savcıları talep edebilmektedir. Markanın iptal sebeplerinin her zaman ortaya çıkma ihtimali olduğundan iptal talebinin ileri sürülmesi için herhangi bir süre öngörülmemiştir.
Av. Begüm GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Pınar KARAKUŞ